Tüm literatürü ve kitapları indirin Ahmad Shawqi pdf
Ahmed Şevki: Çeşitli devirlerin en büyük Arap şairlerinden biri olarak kabul edilen Mısırlı şair, zamanının yazar ve şairleri ona şiir emirliği üzerine biat ettiler, bu yüzden ona “Şairlerin Prensi” denildi. Eşsiz bir şiir yeteneği ve akıcı bir kalemi vardı, anlamlar ona akan bir nehir gibi aktığı için şiir yazmakta hiç zorluk çekmedi. Bu nedenle o, en verimli Arap şairlerinden biriydi ve şiirinin dize sayısı yirmi üç bin beş yüzü aştığı için şiirsel çıktısı, neredeyse hiçbir eski veya modern Arap şairinin ulaşamadığı bir düzeye ulaştı. Ahmed Shawqi Ali, MS 1868'de Kahire'nin Hanefi semtinde, Çerkes bir baba ve Yunan kökenli bir anneden dünyaya geldi, ancak Hidiv İsmail Sarayı'nda hizmetçi olarak çalışan anneannesi tarafından büyütüldü ve büyütüldü. Dört yaşında Kur'an-ı Kerim'den bir kısım ezberlediği kitaba giren Şevki, daha sonra ilk öğrenimini tamamlamak üzere yola çıktı.Çocukluğunda şiire olan düşkünlüğü kendisini şairlere adamasına neden oldu. ' koleksiyonlarını bu yüzden ezberledi ve elinden geldiğince çıkardı.On beş yaşını bitirdiğinde, Hukuk Fakültesi'nde yeni kurulan tercüme bölümüne katıldı, ardından hukuk çalışmalarını tamamlamak için Fransa'ya gitti, ve o sırada Paris'te bulunmasına rağmen, Rimbaud, Baudelaire ve Verlaine gibi Fransız şairlerden etkilenmediği için Fransız kültürü üzerinde yalnızca sınırlı bir etki gösterdi. Kalbi, başta El-Mutanabbi olmak üzere Arap şairlerine bağlı kaldı. Ahmed Shawky, Mahmoud Sami Al-Baroudi, Hafez Ibrahim, Ali Al-Jarm ve Ahmed Muharram ile birlikte Şiirin Yeniden Doğuşu ve Dirilişi Okulu'nun kurucularından biri olarak kabul edilir. Bu ekolün şairleri, özellikle İslam öncesi ve Abbasi dönemleri arasındaki dönemde, eskilerin yaklaşımına göre Arap şiir sistemlerine bağlı kalmışlardır. Şevki şiiri tüm amaçlarıyla düzenledi: övgü, ağıt, flört, açıklama ve bilgelik. Yazarlar ve şairler, MS 1927'de Kahire'de düzenlenen bir törenle emirleri olarak Ahmed Şevki'ye biat ettiler ve bu adam sadece aydınlar ve yazarlar arasındaki seçkinler arasında değil, genel halk tarafından da hayranlık ve takdir gördü.